İlişkinin Anatomisi
Bugüne kadar, pırlanta bilgileri ya da haberleri paylaştık sizlerle. Tek amacımız vardı; bilgi paylaşımı. Bundan sonra bu paylaşımlarımız sadece pırlanta ile sınırlı kalmayacak. Sizlere faydalı olacak farklı konularla ve hatta çok özel röportajlarla karşınızda olacağız. Nasıl mı? Okuyacağınız yazımız gibi...
Konunun başlığından da anlaşılacağı gibi o kadar hassas ve bir o kadar da geniş bir konu ki insan nereden ve nasıl anlatmaya başlayacağını şaşırıyor. En doğrusu direkt anlatmak.
İlişki sözü aslında geniş bir anlama sahip olmasına karşın birçok insana söylediğinizde akla gelen ilk tanımı kadın ve erkek üzerine olur. Belki de sıklıkla kullandığımız yer olduğu içindir. Zaten bizim de değinmek istediğimiz nokta da tam olarak orası. Kadın ve erkek arasında süregelen ya da süregelmeye çalışan tarafı. Roberto Bene olarak sadece pırlanta satmakla kalmayıp, belki bir kişinin bile farkına varmasında bir nebze de olsa rol almak...
1- Güzel bir ilişkinin ilk anahtarı: İletişim
Dünyanın değişimi hızlı bir şekilde devam ediyor. Her şey yenileniyor, hatta insanlar bile. Ancak bu değişime insanlar ne kadar ayak uydurabiliyor sizce? Evet! Son teknolojiden haberdarsınız, takip ediyor ve kullanıyorsunuz. Peki iletişiminiz ne durumda? Durun, biz söyleyelim. Telefonda insanları arıyorsunuz. Hatta sosyal medya üzerinden de özel günlerini atlamıyorsunuz. Sanal alemde bir dünya da arkadaşınız var. Ne mutlu! Peki kaç arkadaşınız, akrabanız, kısaca sevdiklerinizle vakit geçiriyorsunuz? Hep yetişecek bir toplantınız, uçağınız ya da bir yeriniz var değil mi? Hiç bir yere yetişmeseniz dahi bir araya gelip, topluca sosyal medyada vakit geçiriyorsunuz. Toplu olarak "Yalnızlaşıyoruz". Hatta öyle ki bu hastalıklı durumu yeni nesillere çok güzel aktarıyoruz. Kaç saatinizi sadece sohbet etmeye kaliteli zaman geçirmeye ayırıyorsunuz? Eminim birçoğumuz bu soruya sağlıklı bir cevap veremeyiz. Ama bu soruyu farklı sorsaydık, ne kadar zamanınızı online olarak geçiriyorsunuz deseydik, çok daha net cevaplar alırdık. İletişimde geldiğimiz nokta maalesef budur. Neden bu kadar önemli iletişim? Çünkü iletişim, ilişkilerin başlangıç noktası. Hele ki kadın-erkek arasında kurulması gereken en önemli bağ.
2- Dinleme
Bir ilişkide "Doğru iletişim" kurmak için, önce dinlemeyi öğrenmek gerekir. Dinlemek, sanıldığının aksine çok da kolay değildir. Ve etrafınıza baktığınızda birbirlerini dinliyormuş gibi yapanlara tanık olursunuz. Ama gerçek anlamda birbirini dinleyen çok azdır. Son zamanlarda aile ya da ilişki terapistlerinin bu kadar artması da eşlerin birbirlerini dinlemiyor, dolayısıyla doğru iletişim kuramıyor olmasından kaynaklıdır.
3- Anlama ve empati
Sadece dinlemek tabi ki tek başına yeterli değildir. Karşı tarafı anlamak ya da en azından çabalamak gerekir. Aslında en iyi anlama yöntemi empatiden geçer. Yani kendini karşı tarafın yerine koyarak terse çevirmek. Empati, karşı taraf ile duygusal bağ kurmamıza olanak sağlar.
4- Geçmişe takılmak
İlişkilerde yaşanan en büyük sorunlar arasındadır geçmişe takılmak. Bu illa ki eski bir ilişki vs. değil, zaman zaman ilişkide yaşanan geçmiş sorunlardan da kaynaklanmaktadır. Geçmişe takılı kalındığında taraflar değişimleri görmemekte, hafızada bulunanlar, zamanla bilinç altına yerleşmektedir. Burada unutulmaması gereken tek şey : AN'dır. Geçmişteki olayları sürekli irdelemek, çözüm getirmediği gibi yeni sorunlara yol açmaktadır. Tabi burada bahsettiğimiz şey sorunların üzerini örtmek değil, doğru çözümler getirmek ve tekrarlamamaktır. Bahsettiğimiz ilk iki maddeyi layığıyla yapanların, çözüme de kolay ulaştıkları görülmüştür.
5- "Ben" dili
Sorunları dile getirirken, sen şöyle yaptın ya da sen şöylesin, demek yerine; "Ben" dilini kullanmak gerekir. Sizi üzen ve davranışlar karşısında neler hissettiğinizi "Ben" diliyle ifade etmek (böyle olduğu zaman ben .......... hissediyorum gibi) hem karşı tarafı suçlayarak konuşmanızı engeller, hem de çözüm odaklı olur. Böylece karşı taraf kendini suçlu hissetmeyip, savunmaya geçmeyecektir ve duygularınızı tam olarak ifade ettiğiniz için sizinle duygusal bağ kurabilecektir.
6- Kendi alanına sahip olmak
Her bireyin kendi alanı olmak durumundadır. İlişkide eşler birbirlerinin alanına saygı duyduğu vakit, hem özgürlükleri kısıtlanmayacak hem de ortak alanlarındaki paylaşımları çok daha sağlıklı olacaktır. Tabi burada kastettiğimiz uç örnekler değil:) Her bireyin kendine ait hobileri ya da arkadaşlarından bahsediyoruz.
7- Bağımlılık
İlişkide kendi alanlarını koruyamayan bireylerin başına gelen en büyük felaket, bağımlılıktır. Lütfen burayı çok doğru analiz edelim. Bağlılık değil, "Bağımlılık". Eğer ilişki süresince sadece karşı tarafı odağınıza alıp ve sadece onunla "Var olma" durumuna geçerseniz, belli bir müddet sonra bu ilişkinin bağımlısı olursunuz. Dolayısıyla en ufak bir sarsıntı ya da ayrılık, sizi yıkacaktır. Ve garip bir de ironi söz konusudur. Ne kadar bir ilişkide bağımlılık var ise, o ilişki bitmeye mahkumdur: Korkulan başa gelir hikâyesi.
8- Ortak Paylaşım
Her bireyin zevkleri ayrıdır. İlişkilerde ortak zevkleri bulmak, paylaşım ve birlikte vakit geçirmek açısından önemlidir. Kadın ya da erkeğin ayrı ayrı hoşlandığı şeylere saygı duyup, ortak hareket etmek, birlikte geçirilecek kaliteli zaman demektir. Tabi kimse kimseyi zorlamadan yapılmalı...
9- Üçüncü Şahıslar
Yapılan araştırmalar, ilişkilerde en büyük sorunun üçüncü şahıslardan kaynaklandığını göstermiştir. Bu madde için çok fazla söz söylemeye gerek yok: İlişki, iki kişi arasında yaşanır. İkili bir ilişkiye çok daha fazla insanın girmesi, sadece kaos yaratır.
10- Sürprizi herkes sever
Herkesin heyecanlandığı, sevdiği bir şeydir sürpriz. Yeter ki doğru yer ve zamanda olsun. Sürprizler, ilişkinizin canlı kalmasına olanak sağlar. İster alınacak bir hediye olsun, isterse bir organizasyon. Karşı tarafın zevklerini doğru analiz ettiyseniz, mutlu kılacaktır. Yine yapılan araştırmalarda; ilişkilerdeki ufak sürprizler ya da jestler, sevgi ve aşkı arttırırken, monotonluktan da uzaklaştırdığı gözlemlenmiştir.
11- Beni değiştirmeye çalışma
Bu cümleyi ne kadar sık kullandınız ya da duydunuz değil mi? Çünkü yapılan en büyük yanlıştır, değiştirmeye çalışmak. Ne ilginçtir ki, ilişkinin başlangıcında bize hoş gözüken bazı davranışlar ya da huylar, zaman geçtikçe değiştirmeye çalıştıklarımız haline gelir. Halbuki, o farklılığa aşık oldunuz belki de... Yapılması gereken en doğru şey, karşı tarafı olduğu gibi kabul etmektir. En sevmediğiniz ve artık sizi rahatsız eden durum karşısında kendinize sormanız gereken yegâne soru şudur: "Bu durum değişmez ise, bununla yaşayabilir miyim?". Eğer cevabınız "Evet" ise, doğru bir ilişki içindesiniz demektir. Üzülerek belirtelim ki; nasılsa değişir, diye başladığınız her ilişki, sizi hüsrana uğratabilir. Ama yukarıda belirttiğimiz gibi "Kabullenme", zaten sorunu da ortadan kaldıracaktır. Unutmayın, değişim kendinizden başlar.
12- Tabi ki en en önemlisi; koşulsuz sevgi
Tüm bu yazıp çizdiklerimizin en başında ve en sonunda olay tek bir yere bağlanır: Koşulsuz sevgi. Nedir bu? Olduğu gibi, karşılık beklemeden sevmek demektir. Salt sevgiye ulaştığınız, birbirinize her konuda saygı gösterdiğiniz ve ilişkinizi beslediğiniz sürece devamlılığını da sağlamış olacaksınız.
Sevgiyle Kalın...