8 Mart Dünya Kadınlar Günü yaklaşıyor. Bu günün çerçevesinde birçok panel birçok konferans olacaktır. Kadın üzerine konuşulacak ve halledilecek o kadar sorun var ki… Peki bu kadar değerli varlıkları tek bir güne sığdırmak ne kadar doğru? 

8 Mart Dünya kadınlar günü, ilk olarak 1910 yılında kutlanmaya karar verilmiştir. İlk başlarda 8 Mart’ta değil baharı karşılama zamanında kutlanılırdı. Hatta ismi de bu değil Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ydü. Çünkü 8 Mart 1857 yılında New York’ta 40 bin dokuma işçisi kadın greve gitti. Fakat bu greve polis müdahale etti ve işçi kadınları fabrikaya kilitledi. Bu sırada fabrikada çıkan yangında kurulan barikatlardan dolayı kadınlar dışarı çıkamadı. Dolayısıyla 129 kadın işçi hayatını o yangında kaybetti. Cenazesine 10 binin üzerinde insan katıldı. İşte bu yüzden yani bu kadınların anısına 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü ve şimdiki haliyle kutlanmaya başlandı. Kadın demek ki her zaman üreten olmuş…

Dünya geneline bakıldığında kadın birçok kültür ve uygarlıkta hep ikinci planda yer almıştır. Ve maalesef bu durum günümüze kadar da devam etmiştir, etmektedir. Özellikle ülkemizde yaşanan ve kadınların maruz kaldığı üzücü olaylara da tanıklık etmekteyiz. Bunlarla ilgili yapılan farkındalık çalışmaları olmakla birlikte toplum olarak kökten değişime gitmek ve hatta mümkünse kadınların toplumdaki yerini yeniden konumlandırmak gerekmektedir. Biliyoruz zor bir şeyden bahsediyoruz. Ama unutulmamalıdır ki toplumlarda domino etkisi dediğimiz olay oldukça sık yaşanmaktadır. Yani sen değiş, çevreni ve çocuğunu bu değişime uydur domino etkisi başlasın.

Tarihe bakıldığında maalesef kadın metalaştırılmıştır. Bunu birçok sebepten ötürü yapmışlar ve bugünkü hale sokmuşlardır. Oysa ki tarihte kadın yeri gelmiş ülke yönetmiş, yeri gelmiş savaşa gitmiştir. Her zaman destekleyen, toparlayan ve sahiplenen olmuştur, anaç kimliğinden ötürü. Kadın olmak ve toplumda bu kimlikle yer almak, son yıllarda ne yazık ki mücadele gerektirmektedir. Ve Ataerkil yapıdan beslenen toplumlarda, maalesef sıklıkla rastlanılan bir durumdur.

Her yıl Mart ayının 8’nci günü kutlanan Dünya Kadınlar Günü de, en azından bir gün değer verelim mantığıyla mı işliyor acaba? Kadın ve hayatımızdaki rolü, sadece tek bir güne sığar mı? Tabi ki sığmaz. Yılın her günü üzdüğünüz bir kadına tek bir gün değer veriyorsanız, diyecek fazla sözümüz de yok. Özellikle geri kalmış ülkelerde hor görülen kadının, tarihte ilk olarak seçme ve seçilme hakkını bulduğu bir ülkede, şimdilerde kötü muamelelere maruz kalması büyük bir ironi değil de nedir? Mustafa Kemal Atatürk’ün, dünya tarihinde ilk olarak Türk Kadınına seçme ve seçilme hakkı verdiğini biliyor musunuz? Peki bu kadar modern bir bakış, nasıl olur da bu hale gelebilir, diye sormazlar mı insana? Halbuki bazı toplumlarda kadın hak ettiği gerçek değeri ve ilgiyi görmektedir.

Dünyada birçok ülkede şenlik havasında kutlanan dünya kadınlar günü, bazı ülkelerde çok daha büyük önem arz ediyor. Bunlardan biri de Azerbaycan… 8 mart dünya kadınlar gününde her Azerbaycanlı erkek hayatındaki kadına pırlanta bir hediye verir. Bu hediye onlarda çok önemli bir yer tutar. Her erkek, kendi durumu ölçüsünde satın aldığı pırlantayı hediye eder. Ancak aralarında bu hediye, bir nevi güç ve onur meselesi olduğundan ellerinden geldiğince karatı yüksek, pahalı pırlanta hediyeler almaya gayret ederler. Çünkü onlar için 8 Mart hem kadınlar günü hem de anneler günü olarak kutlanır. Dileriz ki kadının değeri her toplumda aynı hak ettiği değerde yer bulur.

Bu anlamlı günde pırlanta hediye etmek isterseniz, www.robertopirlanta.com ziyaret edebilir ya da 0212 528 90 40 numaralı telefondan bize ulaşabilirsiniz.

Roberto Bene Pırlanta ailesi olarak, tüm kadınlarımızın önünde saygı ile eğiliyor ve kadınlar gününü kutluyoruz.